Haberler
Moderator

TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, yarın İstanbul Atatürk Havalimanı'nda başlayacak festival öncesi NTV özel yayınında açıklamalarda bulundu.
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde 13. kez düzenlenecek olan dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, teknoloji tutkunlarını yarın İstanbul Atatürk Havalimanı'nda buluşturacak. 17-21 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek festival, yarışmalardan hava gösterilerine kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen NTV özel yayınında Yağız Şenkal'ın sorularını yanıtladı. Bayraktar şunları kaydetti:
TEKNOFEST
"Bu yıl muazzam bir hazırlık var. Gerçekten de enfes diyebileceğimiz bir alan oluşturuldu. İstanbul’da iki yılda bir düzenlediğimiz için neredeyse iki kat hazırlık yapıldı. Çepeçevre, teknolojinin her alanında adeta büyülü bir diyar gibi dizayn edildi Teknofest. Artık son saatlerdeyiz; yarın milletimizle buluşacak.
Teknofest’in misyonu, öğrenilmiş çaresizliği yıkmaktı. Tam bağımsız ve müreffeh olabilmemiz için yüksek teknoloji geliştirmemiz gerekiyor. Teknolojiyi sadece tüketen değil, tasarlayıp geliştiren ve üreten bir ülke olmamız şart. En büyük başarı, gençlerimize ve topluma “Ben de yapabilirim, hatta en iyisini yapabilirim” duygusunu aşılamak oldu. Savunma sanayimiz dünyada adından bahsettiren başarılara imza attı; bu ivme yüksek teknoloji ve diğer sivil alanlara da yayıldı. Teknofest ekosisteminde yarışıp takımlarını kuran, yıllarca çalışıp sonra girişime ve şirkete dönüşen gençlerimiz var; bunların dünyaya damga vuracak şirketler haline geleceğine inanıyoruz. Milli eserlerimizin, özellikle milli savunma sanayimizin son 20 yıldaki başarısı Teknofest’in ana kurucu unsuru oldu. Ülkemizin mühendislerinin geliştirdiği eserleri gençlere sergilemek, “Sen de yapabilirsin” duygusunu aşılamak açısından kritikti. Sadece yabancı uçakların sergilenmesiyle bu duygu oluşmazdı. Teknofest’in mottosu: Bir çocuk gelsin, bir uçağa dokunsun; belki ileride ülkemizin uzay programını geliştirecek o çocuk olacak. Bir Kızılelma’yı görmek, duygu geçişkenliğini çok artırıyor; çocuk, kendi milletinden tasarlayanı ve harekâtta görev yapanı görüyor.
Atatürk Havalimanı’nda uçuşlar devam ediyor. Bu duygu geçişkenliği en iyi milli eserlerle sağlanıyor ve her yıl katlanarak büyüyor. 2007’de elde atılan mini İHA yapıyorduk. Bayraktar TB2’nin geliştirilmesi 2010’larda başladı, 2014’te envantere girdi. İlk Teknofest 2018’de yapıldı. O dönemde TUSAŞ’ın Anka’sı, TÜBİTAK’ın mühimmatları, Roketsan ve ASELSAN’ın geliştirdiği eserler öne çıkıyordu; “milli teknoloji hamlesi” ruhu bu eserlerle aşılandı. Bugün o ruh dalga dalga yayıldı; Teknofest yurt dışında da düzenlendi ve 96 ülkeden katılım var. "TEKNOFEST BİR ÖZGÜVEN DEVRİMİDİR"
Teknofest, bir teknoloji festivali olmanın ötesinde bir özgüven devrimidir. Tüm topluma öğrenilmiş çaresizliği yıkan, kültürel altyapıyı dönüştüren bir paradigma değişimidir. Ülkemizin bekası açısından kritik olan tam bağımsız ve müreffeh olmanın yolu yüksek teknolojiden geçer. Bu teknolojiyi geliştirecek olan makine değil, insandır; makine sadece araçtır. Yüksek teknoloji, binlerce sistem ve milyonlarca satır yazılımdan oluşur; ancak bunları yapan nitelikli insandır. Sadece teknik donanım yetmez; bunu kendi medeniyeti ve milleti için, vatan sevgisiyle yapmak gerekir. Teknofest’in hedefi de budur: Bunu yap; insanlığın ve milletinin faydasına, elinden gelenin en iyisini ortaya koy ve dünyada bir numara olmayı hedefle.
Bugün 1 milyon 200 bin öğrenci başvurdu; Teknofest, açık ara dünyadaki en büyük teknoloji yarışma platformudur. Tekil başvurular değil, takımlar halinde katılım söz konusudur. Dünyadaki büyük işler takımlarla yapılır; büyük teknoloji şirketleri de küçük takımlardan doğmuştur. Burada geleceğin teknolojilerine odaklanmış on binlerce, hatta yüz binlerce takımdan söz ediyoruz.
Bu gençler, insanlığın ve ülkemizin faydasına; ülkemizi tam bağımsız ve müreffeh kılmak için eserler geliştirecekler. Sadece savunma sanayinde değil, teknolojinin tüm alanlarında: biyoteknoloji ve inovasyondan mimari tasarıma, sanata; sağlıkta yapay zekâdan onkolojide kanser araştırmalarına kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütülecek.

ÇELİK KUBBE HAVA SAVUNMA SİSTEMİ Hava savunma biliyorsunuz dünyanın en zor teknolojilerinden bir tanesi. Sadece teknoloji değil, hava savunması dediğiniz unsur şuna benziyor: Bir mermiyi mermiyle vurmaya benziyor. Dolayısıyla saldırmak kolay ama savunmak çok zor. Caydırıcı olmak için her zaman saldırı silahlarına sahip olmak, bu anlamda daha etkili. Hava savunma sistemlerinin teknolojisi açısından ülkemiz her kademede hava savunma sistemini geliştirdi. Özellikle ASELSAN ve Roketsan, bütün kademelere hitap edecek şekilde en alt düzeyden başlayıp katmanlı bir sistem oluşturdu. Uzun menzillerden yakın menzillere kadar ve farklı hedef sınıflarına göre geliştirilen bir yapı var. Uygulamaya sokulan sistemler mevcut. Ancak bütün ülkeyi kapatacak şekilde bir hava savunma sistemi henüz üretilmedi. Şu anda üretim planları yapıldı. Hatta geçenlerde ASELSAN’ın muhteşem bir töreni oldu; orada da büyük bir yatırım, çok büyük bir proje Cumhurbaşkanımızın katılımıyla tüm millete duyuruldu. O yatırımlar hayata geçtikçe ve üretim hızlandıkça, bildiğim kadarıyla 2030’ları hedefliyorlar. Ülkemiz hava savunma anlamında da tam manasıyla bir kapasite oluşturmuş olacak. Tabii bu ne kadar hayati? Hava savunma silahları ülke savunması açısından çok hayati. Ama bunun yanında caydırıcılık açısından baktığınızda, caydırıcı olup savunmayı seçmek daha hızlı bir yol. Dolayısıyla siz taarruz kapasitesi oluşturduğunuzda, karşı taraf sizin onu vurabileceğinizi bildiğinden saldırmaya cesaret edemeyecek. Aynı teknolojiyi sonradan daha da geliştirip hava savunma silahına çevirebilirsiniz. Uzun menzilli füzeler, kamikaze insansız hava araçları ve sürüler halinde uçan hava araçları inanılmaz caydırıcı bir güç oluşturuyor. Siz bu taarruz kapasitesini oluşturup aslında kendinizi savunmuş oluyorsunuz. Şunu da söyleyebilirim: Dünyada delinemeyecek bir hava savunma sistemi yok, hepsinin bir sınırı var. Yeterince büyük bir saldırı olduğunda bütün hava savunma sistemleri çöküyor. Asıl olan caydırıcı olabilmek. Elbette stratejik tesisleri savunmanız gerekiyor ama bunun da sınırı yok. Karşı taraf çok daha ucuz maliyetlerle size çok daha fazla füze yollayabiliyor.
Bir mermi atıldığında siz onu vurmak için birkaç tane füze ateşlemek zorunda kalıyorsunuz. Peki bir yerine 10 tane, 100 tane atarsa? Bugün binlerce kamikaze drone aynı anda saldırabiliyor. O zaman hava savunma sistemi, katmanlı dahi olsa, kapasitesini aştığı anda çöküyor ve taarruz eden taraf hedefine ulaşmış oluyor. Dolayısıyla hepsinin bir sınırı var. Ayrıca savunan sistemlerin maliyetleri çok daha yüksek. Yani elzem ama taarruz kapasitesi de çok daha hızlı ulaşılabilecek bir kapasite ve taarruz için yaptığınız sistemleri geliştirerek hava savunma silahına çevirebilirsiniz.
Türkiye hava savunma teknolojisiyle ilgili ciddi yol aldı. Bütün teknolojiyi geliştirdi, şimdi üretmesi gerekiyor. Taarruz sistemlerinde de benzer şekilde daha fazla üretim gerekiyor. İNSANSIZ SAVAŞ UÇAKLARI
Son dönemde görüyoruz ki radara yakalanmayan uçaklar ülkelerin içlerine kadar girip operasyon yapabiliyor. Bunlara yönelik nasıl önlemler alınabilir? İşte bu noktada 5. nesil uçaklar gündeme geliyor. Kızılelma gibi insansız, radara daha az görünür uçaklar ve ASELSAN’ın geliştirdiği çok gelişmiş radarlar var. Bu radarlar ve uzun menzilli mühimmatlarla karşılık vermek mümkün.
Belki bir yerine beş uçak kullanacaksınız ama karşı taraf da hem insanı riske etmek istemeyecek hem de mühimmatı sınırlı olduğundan tükenince geri çekilmek zorunda kalacak. Çok daha ucuz maliyetli Kızılelma gibi insansız savaş uçaklarıyla mukabele etmeniz mümkün. Bunun yanında sürüler halinde uçan kamikaze sistemlerle de karşılık verebilirsiniz. Ayrıca çoklu radar sistemleriyle görünmezlik özelliğini bozmak da mümkün.
Burada akıllı mühimmatların füzelerin menzili, radarların kapasitesi çok önemli. Yeni nesil uçaklara karşı savunma yöntemi olarak daha yüksek hızlarda uçan kamikaze sürüleri olabilir. KIZILELMA Kızılelma’ya gelirsek, şu anda düşük hızlı seri üretimde. 2022’nin Aralık ayında ilk prototip üretildi. Sonra yeniden tasarlandı ve üretim aşamasına geçti. Şu anda testler devam ediyor. Hedef, 2026’da Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kazandırmak.
Kızılelma havacılık muharebesinin geleceği. Artık 5. nesil uçaklar son insanlı savaş uçakları olacak. Karabağ’da nasıl paradigma değiştiyse, Kızılelma da hava muharebesinde benzer bir dönüşüm yapacak. İnsan faktöründen kaynaklanan tüm sınırlamalar ortadan kalkacak. Eğitim maliyetleri, fizyolojik limitler, pilot riski gibi unsurlar devreden çıkacak.
İnsan, sistemin en kıymetli unsuru olduğu için pilotları riske atmak istemediğimiz durumlarda Kızılelma gibi insansız uçaklar kullanılabilecek. Ayrıca maliyet açısından da çok daha etkin olacak. Bu nedenle insanlı uçaklara karşı daha avantajlı bir mukabele imkânı sağlayacak. BAYRAKTAR TB3
Bayraktar TB3, Kara ve Deniz Kuvvetlerinin envanterine katıldı. Yakın zamanda karadan kalkanı envantere teslim edildi. TB2'ye göre çok daha gelişkin bir motoru var. Kendi yaptığımız motorla uçuyor. Büyük farklardan biri de daha fazla mühimmat taşıyabilmesi. Kısa pistli gemilere inip kalkma kabiliyeti var, havada kalma süresi daha uzun.
İHA'LARIN SAVAŞTAKİ ROLÜ Muhabere kaostur. İlk kaybolan şey hakikattir. İHA sistemlerinin en büyük özelliği canlı sistemlerle karar vericilere ne olduğunu tam olarak aktarmaktır.
Bayraktar TB2 dünyada en fazla sistemi, yüzlerce tankı, onlarca hava savunma sistemini, yerde duran uçakları bile etkisiz hale getirdi. Bu Asimetrik etkisi bir anlamda. GAZZE'DE SOYKIRIM
Hemen yanıbaşımızda bir soykırım oluyor. Dünyanın en iyi eğitim kurumlarında eğitim almış insanların yazdığı makeleleri görüyorsunuz. Bu dünyada her insanın onurlu bir şekilde yaşaması gerektiğini anlamamız gerekir. Şair ne diyor, "Medeniyet tek dişi kalmış canavar" diyor. Bu hal olduğu sürece, insanlığın varoluş serüvine açısından büyük bir tehdit olduğunu görüyoruz. İnsanoğlu, üzerine düşen iyiliği ve merhameti yapmayacaksa insanlığı çok daha karanlık günlerin beklediğini söyleyebiliriz.
N-SOSYAL
Şu anda 1 milyon 300 bin kullanıcısı var. Biliyorsunuz, parasını vererek satın aldığınız bütün teknojiler size karşı silaha dönüşebiliyor. Soykırımı eleştirdiğiniz zaman, hemen bütün özellikle Batı'da kuralların ihlal edildiğini yıkıldığını görüyorsunuz İnsanlık dışı bir tutumla güçlünün haklı olduğu bir düzen olduğunu görüyorsunuz.
Tam müreffeh olmamın tek yolu, bu sistemleri millileştirmek ve dost ve kardeş ülkelerle paylaşmak. N-sosyal sürekli değişerek yoluna devam ediyor. Amacımız dost ve kardeş ülkelerde de kullanılan bir süper aplikasyona dönüştürmek.
YAPAY ZEKA
Hakikat hayatımızdaki en önemli mefhum. Hakikat elbette insan için. Hakikat hep insanlık tarihinde alnı açık bir şekilde savunulan bir mevhum. Bilgi aktarımını referans kaynaklarına dayanarak yapması gerekiyor. Yapay zekaya baktığımız zaman size bilgiyi buralardan derleyip getirebiliyor ama korkunç hatalar yapabiliyor. Düşünün bir süper hızlı tren yaptığınız, bir uçak yaptınız. Ama dengesi çabuk kaybolacaktır. Bu bilgi aktarımında böyle bir durum yaşıyoruz yapay zekada.
KÜRE DİJİTAL ANSİKLOPEDİ
Yeni dijital ansiklopedi Küre'yi hazırlıyoruz. Bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Şu anda 50 bine yakın makale var. Ben benzer girişimlerinin olacağına inanıyorum.
İTALYAN LEONARDO İLE İŞBİRLİĞİ
Bayraktar TB2 ve diğer İHA'ları dünyanın en meşhur İHA'ları şu anda. Avrupa ülkeleri arasında kullanıcıları da var. Avrupa pazarına açılmak amacıyla böyle bir anlaşma yapıldı. Bu İtalyan hükümetinin de özellikle isteğiydi. Bizlerin de Türkiye'nin de yakın ilişkileri vardı. Leonardo ile yapılan işbirliği Türk savunma sanayi teknolojilerinin yeni pazarlara açılmasını sağlayacak.
GENÇLERE TAVSİYE: UFKUNUZU YÜKSEK TUTUN, DOSDOĞRU OLUN
Benim evladım da TEKNOFEST'e gelecek. Kızım zaten üç yıldır yarışıyordu. Oğlum 1.5 yaşında. Onun bunu deneyimlemesini istiyorum. Gençlerin nitelikli bir deneyim için hafta içi gelsinler, çünkü hafta sonu çok yoğun oluyor. N-Sosyal'e kaydolup randevu almalarını tavsiye ediyorum. Gençlere şunu söylemek istiyorum: İddianızı yüksek tutun, ufkunuzu yüksek tutun, dosdoğru olun. Bizim inancımız rabbimizin dosdoğru olanın yanında olduğunu söylüyor. Ne yapıyorsunuz vatanınınızın iyiliği için yapın."