Dolunay gerçekten davranışlarımızı etkiliyor mu?

Yasam

Moderator
Dolunay gerçekten davranışlarımızı etkiliyor mu?

Hayatımızda bazı aksilikler üst üste geldiğinde, çoğumuzun dilinden şu sihirli cümle dökülür: “Herhalde dolunay var.” Dolunayın insan davranışları üzerindeki etkisi bilimsel olarak tam anlamıyla kanıtlanmamış olsa da, bu inanç yüzyıllardır varlığını sürdürüyor. Peki, dolunay gerçekten bizi yönetebiliyor mu?

Is5184ePgUanwuJA5A18dw.jpg

Antik Yunan filozofu Aristoteles ve Romalı tarihçi Yaşlı Plinius, dolunayın insanlarda delilik hali yarattığını öne süren ilk isimler arasında yer alıyor. Hatta lunatic (çılgın) kelimesi, Latince'deki lunaticus yani aya dair veya ay tarafından etkilenmiş kelimesinden türemiştir. Ancak yüzyıllardır dolunayla ilişkilendirilen bu tür davranışlar, bilimsel araştırmalarda yalnızca bir tesadüf olarak karşımıza çıkıyor. Peki, yeterli veri olmadığı halde neden hâlâ bu düşünceye sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz?
aj-lMafxkUakfQUnS-pI_Q.jpg

Bu inancın kökeni, atalarımızın ayla kurduğu güçlü bağlara dayanıyor olabilir. Antik dönemlerden günümüze uzanan çeşitli dini ve spiritüel ritüellerde ay önemli bir yere sahip. Aristoteles ve Plinius’un savunduğu eski bir hipoteze göre, beynin nemli yapısı nedeniyle, tıpkı denizlerde olduğu gibi ayın çekim gücünden etkilenebileceği düşünülüyordu. Bu etkinin delilik, sara nöbetleri ve zihinsel dengesizlik gibi durumlara neden olabileceği öne sürülmüştü.
0_ESXPhyfk-8jK0yQsH3nA.jpg

Söz konusu fikir, modern çağda da bazı araştırmacılar tarafından incelendi. Psikiyatrist Dr. Arnold Lieber, The Lunar Effect adlı kitabında, insan vücudunun yaklaşık yüzde 70’inin sudan oluştuğunu belirterek, dolunayın insan davranışlarını denizlerdeki gelgitlere benzer şekilde etkileyebileceğini iddia etti. Lieber, dolunay dönemlerinde cinayet, intihar, saldırganlık ve trafik kazalarında artış olduğunu ileri sürdü.
4Wo3wDw7XES4gH2jjN0arQ.jpg

Ancak bu teori kısa sürede bilim insanları tarafından çürütüldü. Dünya'nın yerçekiminin Ay'dan 5 bin kat daha güçlü olduğu, Ay’ın insan üzerindeki fiziksel etkisinin bir pire ağırlığını geçemeyeceği belirtildi. Ayın okyanuslar gibi geniş su kütlelerinde gelgit yaratabilmesi, vücudumuzdaki sıvılarda benzer bir etki yaratacağı anlamına gelmiyor. 1985 yılında yapılan bir meta-analiz, dolunayla kriz çağrıları, intihar, suç oranları ve psikiyatrik vakalar arasında hiçbir bağlantı bulamadı. Daha yakın tarihli araştırmalar da benzer sonuçlar verdi: dolunayın hastane başvuruları, psikiyatrik yatışlar veya saldırgan davranışlar üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmadı. Hatta Finlandiya'da yapılan bir çalışmada, dolunay dönemlerinde cinayet oranlarının daha düşük olduğu saptandı.
T4is7Co06Uy7hW8bQ6jz-Q.jpg

Peki, bilim bu kadar net konuşuyorken neden hâlâ bu inanca tutunuyoruz? Discover dergisinde yer alan bir makale, dolunayın parlaklığının atalarımızın uyku düzenini bozduğunu ve bunun da ruh hallerini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Günümüzde yapılan bazı çalışmalar, uyku kalitesinin dolunay dönemlerinde düştüğünü gösteriyor.
s61fGKAzVUS-vv44iqdcpw.jpg

Bununla birlikte, psikologlar bu inancın illüzyonel korelasyon ve onaylama yanlılığı gibi bilişsel çarpıtmalarla açıklanabileceğini söylüyor. Yani insanlar, dolunayda yaşanan sıra dışı olayları bilinçli olarak dolunayla ilişkilendiriyor. Psikoterapist Amy Morin’e göre, dolunayın bir şeyleri değiştireceğine dair inanç, insanları gerçekten farklı davranmaya itebiliyor. Bu durum, bir tür kendini gerçekleştiren kehanete dönüşüyor. Ancak ayla kurulan bu bağ sadece batıl inançlarla sınırlı değil. Dünyanın pek çok yerindeki yerli kültürlerde, ay kutsal kabul ediliyor. Örneğin, bazı Kızılderili toplulukları Büyükanne Ay'ın, suları ve mevsimleri düzenlediğine inanıyor.
rWC8WqJtA06C0iurD5pWvQ.jpg

Ay, aynı zamanda astrolojide de önemli bir rol oynuyor. Doğum haritalarında yer alan Ay burcu, kişinin duygusal yönlerini ve iç dünyasını yansıtıyor. Ay döngüsüyle uyum içinde yaşamanın, farkındalığı artırdığı ve ruhsal gelişimi desteklediği düşünülüyor.
EuxJvem0eEO-OMANQvP6OQ.jpg

Bilim, ayın insan davranışları üzerinde doğrudan bir etkisi olmadığını kanıtlamış olsa da, bu kadim semboller, insanlar için hâlâ büyük anlamlar ifade ediyor.
 
Geri
Üst