Dünyadan Haberler
Moderator
Savaşın yıprattığı Halep’te el dokumacılığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Kentin son ustalarından 80 yaşındaki Muhammed Ezrak, “El yapımı kumaşta ruh saklıdır” diyor.
Halep'in son dokuma ustalarından 80 yaşındaki Ezrak: "Tezgahta dokunan kumaşta ruh var"
Suriye'nin kuzeyindeki Halep'te yaşayan ve kentin son dokuma ustalarından biri olan 80 yaşındaki Muhammed Ezrak, tezgahta dokunan kumaşta ruh olduğunu söylüyor.
Halep'te bir zamanlar binlerce tezgahla icra edilen geleneksel el dokumacılığı, savaşın yıkıcı etkileri nedeniyle bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Genelde babadan oğula geçen bir meslek olan dokumacılığı henüz çocuk yaşta öğrenen Halepli Muhammed Ezrak, unutulmaya yüz tutan bu zanaatı tüm zorluklara rağmen yaşatmaya çalışıyor.
"BU MESLEK BENİM İÇİN HAYAT DEMEKTİR"
AA muhabirine konuşan 7 çocuk babası, 80 yaşındaki Ezrak, bu zanaatı henüz 10 yaşındayken babasından öğrendiğini, işini çok sevdiğini ve gönülden bağlı olduğunu dile getirdi.
Dokumacılığın kendisi için meslekten öte bir anlam taşıdığını vurgulayan Ezrak, "Tezgahta çalışmak zor çünkü kulak, göz, ayak ve el hepsi birlikte çalışıyor. Bu meslek benim için hayat demektir. Bana çocukluğumdan bu yana tüm ömrümü hatırlatıyor. Ürettiğim ürünleri kullanan insanları gördükçe mutlu oluyorum." dedi.
Baba mesleğini asırlık bir emanet olarak sürdürdüğünü söyleyen Ezrak, "Yıllardır bu işi biliyorum. El yapımı kumaş daha düzenlidir çünkü ona ruh karışmıştır. Bu sadece bir miras değil, içinde ruh saklıdır." diye konuştu.
Geleneksel el dokumacılığının çok sayıda iş kolunu bir araya getirdiğine işaret eden Ezrak, şunları söyledi:
"Yöresel ipek, yün, şap, saten şal ve yün kuşak dokuyorum. Bu zanaat; demircilik, marangozluk, boyacılık ve fitilcilik gibi birçok alt alanı bir araya getiriyor."
"ÜRÜNLERİ DÜNYANIN BİRÇOK ÜLKESİNE ULAŞIYOR"
Bu mesleği ailesinden devraldığını söyleyen Ezrak, "O dönemden beri çalışıyoruz. Dokuduğumuz ürünleri Filistin, Ürdün, Hindistan, Pakistan ve Mısır'a gönderiyoruz. Şal, kravatlık ve havlu metre kumaş dokuyoruz." dedi.
"BU MESLEK DE YOK OLMAK ÜZERE"
Mesleğin zor ve zahmetli olduğunu, bu nedenle çocuklarına öğretmediğini söyleyen Ezrak, "Meslek güzel ancak oldukça ağır ve zahmetli. Çocuklarıma öğretmedim çünkü zaman değişti, bu nesil artık bu iş için uygun değil. Fes ustalarının mesleği nasıl öldüyse, bu meslek de yok olmak üzere." şeklinde konuştu.
Halep'te bir zamanlar 150 bini aşkın tezgah olduğuna işaret eden Ezrak, şunları söyledi:
"İkinci bir usta kaldığını sanmıyorum. Eskiden evler, dükkanlar her yerde tezgah vardı. Bugün birine tezgah kurmasını söyleseniz, 'Bu meslek artık bitti' diye yanıt verir. 'Bu meslek artık öldü' der."
Makineleşmenin geleneksel dokumacılığa etkilerine dikkati çeken Ezrak, "Eskiden iki, dört, altı, sekiz pedallı tezgahlar vardı. Fabrikalarda şimdi jakar sistemi var. Tezgahta dokunan kumaşta ruh vardır, elektrikli makinelerde ise yoktur." değerlendirmesinde bulundu.