Yasam
Moderator

Bir dokunuş, saatlerce süren konuşmadan daha etkili olabilir: Temas, kaygıyı azaltıyor, güveni güçlendiriyor ve yalnızlığı hafifletiyor. Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal yazdı.

Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren temasla büyür ve gelişiriz. Anne kucağındaki ilk sıcaklık, saçımıza değen şefkatli bir el, sevdiğimiz birinin elimizi tutması ya da omzumuza dokunuşu… Tüm bu temaslar sadece fiziksel bir yakınlık sağlamakla kalmayıp aynı zamanda bize “Buradayım, güvendesin, değerlisin ve görülüyorsun.” mesajını vererek, karşımızdaki ile duygusal, derinlikli bir bağ kurmamızı destekler.

Sarılmak, el ele tutuşmak ya da omuza dokunmak gibi basit hareketler kaygıyı azaltır, rahatlama sağlar ve insana kendini güvende, anlaşılmış ve karşısındakiyle daha yakın hissettirebilir.

Vücudumuz bu sırada oksitosin yani “sevgi hormonu” salgılarken, beynimizde güven ve aidiyet duygusu harekete geçer. Özellikle stresli ya da yalnız hissettiğimiz anlarda, küçücük bir temas bile sakinleşmemize yardımcı olabilir ve iyileştirici bir etki yaratarak içsel dengemizi sağlamamıza destek olabilir. Hatta bazı anlarda kocaman bir sarılma, saatlerce konuşmaktan çok daha etkili olabilir; kelimelerin söyleyemediği kadar güçlü bir şekilde “yanındayım” diyebilir.Temas kimimiz için huzur, kimimiz için mesafe anlamına da gelebilir. Bağlanma stilimiz başta olmak üzere, hayatımızdaki pek çok faktöre göre temasın anlamı değişebilir. (travmatik yaşantılar, kültürel farklılıklar vb.)

Güvenli bağlanan bireylerin temasa bakış açısı genellikle; sevgiyi ifade etmenin en sade aynı zamanda en etkili yolu olarak şekillenmiştir. Onlar için yalnızca küçük bir dokunuş, ilişkinin temelindeki güveni bireye hatırlatabilir ve iki insan arasındaki bağı daha da güçlendirebilir.Kaygılı bağlanan bireyler için temas, adeta bir huzur kaynağıdır. Temas halinde kendilerini değerli ve sevilmiş hissedebilir; temas eksildiğinde ise kaygı ve huzursuzlukları artabilir.

Kaçıngan bağlanan bireyler ise temasa biraz mesafeli yaklaşabilir. Temas onlar için sınırsız bir yakınlık ya da kontrol kaybı gibi hissedilebilir. Yine de kendileri için güvenli bir ortam oluştuğunda, küçük bir temas buzları eritip ilişkiye sıcaklık katabilir.

Günümüzde hayatımızın büyük bir kısmını ekranlarda geçiriyoruz ve bu durum, fiziksel temasın ilişkilerimizde giderek azalmasına yol açıyor. Oysa temas, yalnızlığın en güçlü panzehirlerinden biridir. İnsan, hazır olduğunda ve istediğinde kurduğu temas ile “buradayım” hissini alır. Çünkü temas, yalnızca fiziksel bir yakınlık değil; aynı zamanda ruhumuzun da doğal bir ihtiyacıdır.